31 Mart 2013 Pazar

Elizabeth Bathory

    Elizabeth Bathory, nam-ı diğer Kanlı Kontes, 7 Ağustos 1560'da Macaristan sınırları içerisinde doğmuştur. Mensup olduğu Bathory ailesi ülkenin en soylu ailesi olmakla birlikte en kanlı ve acımasız ailesiydi. Yeni araştırmalar ve dönemin kayıtları gösteriyor ki, Elizabeth Bathory'nin Kanlı Kontes unvanını hak etmesi için pek de bir şey yapması gerekmemiştir. Amcalarından biri satanist ayinlerine hayranken, halası Clara Bathory hizmetçilerine işkence yapmayı seven bir biseksüeldi ve erkek kardeşi sapkınlıklarıyla meşhurdu. 
Elizabeth daha 6 yaşındayken belki de kişiliğini baştan aşağı değiştirecek bir olaya şahit oldu. Yaşadıkları şatoya eğlence olsun diye çağrılan çingenelerden biri ölümle cezalandırılacaktı ve Elizabeth dadısının yanından kaçıp adamın nasıl cezalandırılacağını gizlice izlemeye gitti. Adam yerde yatıyordu ve yanında bir at vardı. Atın karnı önce ikiye yarıldı ve adam zorla içine sokuldu. Daha sonra adam içindeyken atın karnı tekrar dikildi ve aile büyük bir zevk içinde atın ve adamın işkencesini izledi tabi Elizabeth de öyle. 
     Elizabeth, 12 yaşındayken bir köylüden hamile kaldı ve kızı bir daha ortaya çıkmamak üzere bir köylüye verildi. 1575 yılında Macaristan'ın Kara Şövalyesi sayılan ve en az onun kadar acımasız ve zalim Ferencz Nadasdy ile henüz 15 yaşındayken evlendi. Düğün hediyesi olarak onlara verilen Sarvar Şatosu gözlerden ırak olması sebebiyle Elizabeth için bulunmaz bir işkence merkeziydi. Nadasdy görevi itibariyle hep seferdeydi ve evden uzaktaydı fakat eve her geldiğinde karısına savaş esirleri üzerinde denediği yeni işkence yöntemlerini anlatıyordu. Nadasdy 1603 yılında zehirlenerek öldüğünde bile, Elizabeth  hizmetçileri üzerinde türlü işkenceler denemekten geri kalmadı.
    Kontes Bathory dillere destan bir güzelliğe sahipti ve yaşlandıkça yüzündeki kırışıklıklar korkulu rüyası olmaya başlamıştı. Bir gün hizmetçisi Elizabeth'in saçını tararken canını yaktı ve Elizabeth ona öyle şiddetli bir tokat attı ki kızın kanı Elizabeth'in eline damladı. Bu kan damlasıyla kızın gençliğinin ve güzelliğinin kendisine geçeceğine inanan Kontes, işkence yöntemlerini hizmetçilerinden çok güzel ve bakire köylü kızlar üzerinde denemeye başladı. Verdiği emirle her gün onlarca köylü kıza işkence edip, kanlarının tek damlasını bile ziyan etmeyecek bir şekilde kovalarda biriktiriyordu. Kimi kaynaklara göre bu kanlarla her gün kan banyosu yapıyordu ve kanın bir işe yaramaması onu her zamankinden daha da acımasız yapıyordu. Kaynaklara göre tam 650 köylü kızı bu yolda ağır işkencelere maruz bırakarak öldürdü. Eskiden kurbanlarının cesetlerinin saklanmasına ya da yok edilmesine çok dikkat eden Kanlı Kontes zamanla daha dikkatsiz olmaya başladı ve genç kızların cesetlerini öylesine şatosunun camından atmaya başladı. Daha sonraları kendisi gibi sapkın olan ve cadılık yaptığı söylenen Erszi Majorova, Kontes'e köylü kızlardan çok soylu ailelerin kızlarının kanına ihtiyacı olduğu fikrini aşıladı. Böylece Kontes işleri büyütüp, soylu kızları şatosuna çekmenin yollarını aradı. Fakat bu iş düşündüğü kadar kolay değildi. Şatoya giden kızlardan bir daha haber alınamaması dikkatleri Elizabeth Bathory'e çekmişti. En sonunda da yaptıkları yavaş yavaş çözüldü ve mahkeme huzuruna çıkarıldı. Soylu ailesi sebebiyle kendisi sadece şatosunda müebbet hapis cezasına çarptırılırken, yardım ve yataklık yapan yandaşları korkunç ölümlere mahkum edildi. Elizabeth Bathory odasında ölü bulunduğunda yıl 1614'tü. Cesedinin şatonun bahçesine gömülmesi köylüler tarafından hoş karşılanmadı ve gömüldüğü yerden alınıp Bathory aile kabristanına defnedildi.
     Bütün bunların yanında Elizabeth çok iyi yetiştirilmiş bir kadındı. Okuma ve yazmanın lüks sayıldığı bir zamanda Macarca, Latince ve Almancayı çok iyi bir şekilde konuşuyordu, zeki ve politikadan anlayan bir kadındı da. Bathory bu kadar zalimliğine rağmen 4 çocuk annesiydi ve kaynaklarına göre çocuklarının sağlığı ve eğitimiyle çok ilgiliydi. 
      Tarihçilere ve psikologlara göre Kanlı Kontes epilepsi hastası ve şizofrendi. Çok travmatik bir çocukluk geçirmiş olması ve aileden gelen genetik bir bozukluğun olma ihtimali de Elizabeth'in neden böyle hasta ruhlu olduğunu açıklıyor.
      Bram Stoker'in Kont Drakula karakteri için Elizabeth Bathory'den esinlendiği düşünülüyor. Aynı zamanda Transilvanya'daki vampir hikayelerinin kaynağının da Kanlı Kontes olduğu iddia ediliyor. Elizabeth'in şatosu şu an Slovakya sınırları içerisindedir ve ölümünün ardından bir daha kullanılmamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder